Bu resmin üzerine: "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.",
"Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste."
gibi bir çok söz yazılabilirdi ama bu intikamın değil, merhametin ve vefanın resmiydi.
Ve en önemlisi kendime has bir söz yazmalıydım üstüne...
Maalesef çok önemli bir olgu olan Vefa'yı neredeyse lugatımızdan ve yaşantımızdan silip atmış olacağız ki, böyle bir resimde bile aklımıza ilk gelen Vefa değil, intikam oluyor!
Bir sohbetin ortasındayken bir sela okundu ve dikkatimi çekti: vefat edenin ismi Vefa idi.
Fatihamızı okuduktan sonra genç arkadaşlarıma "hiç Vefa isminde tanıdığınız varmı?"
Diye sordum, "Hayır" cevabı aldım hepsinden.
Sonra: "Çok ilginç, eskiden vefa isminde bir sürü tanıdığımız vardı ve yaşantımızda da Vefa'nın çok önemli bir yeri vardı. Baksanıza toplumda gerçekten Vefa kalmamış ve buna pararlel Vefa isminde tanıdıklarımız da kalmamış. Allahu alem az önce salası okunan da son Vefa'mız dı" dedim, derin bir üzüntüyle.
Eğitimci arkadaşım da: "Para artınca Vefanın bir gereği ve önemi de kalmadı ki" dedi.
Diğeri: "Hala fakir fukarada var hocam, sen bir garibana bir ekmek ver ömrünce unutmaz ama varlıklı birine ömrünü versen memnun olmaz" dedi.
Ve en genç olanı: "Abeler pardon ama Vefa nedir, kimdir?!" deyince.
Hepimiz öldük mü, donduk mu anlayamadım(!)
...
Biraz yutkundum ve ellerimi açıp: "Ey ölüleri dirilten Musanın Rabbi! Sana yalvarıyoruz, bir kez daha Musayı gönderki ölen Vefamızı diriltsin" dedim ve hep bir ağızdan amin dedik.
Aminlerimizin yerini bulması duası ile...
Nurettin Güneş
30.09.2019 Silopi /Şırnak