1420'li yılların başında "Mahmut" isminde İzmir Velayeti'ne bağlı Bergama Kazası'ndan bir çiftçi, Bergama'daki "Tekke Boğazı" tarafındaki tarlasını sürerken içi altın dolu üç büyük yekpare oyulmuş küp bulur. Bergamalı çiftçi bu altınların devlete ait olduğunu düşünüp küpleri yetkililere bildirir.
Üç küp Osmanlı Devleti'nin o zamanki başkenti Bursa’ya gönderilir. O zamanlar Sultan II. Murat (1421-1444) tahttadır. Padişah, Bergamalı çiftçinin bu davranışından etkilenerek;
“İki küpü bizim, bir küp senin, hangisini istersen al” der.
Çiftçi:
"Madem ki altınlar için böyle bir buyruk vardır, o halde şu ağzı kırık olan küp bana kalsın." der.
II. Murat, çiftçinin altınları önce kabul etmemesine, daha sonra ise buyruk dolayısıyla içlerinden kırık olanını almasına çok şaşırır ve duygulanır. Çiftçi Mahmut'u paşalık ünvanı ve Bergama’da büyük bir arazi ile ödüllendirir.1.
Üç küpten daha yüksek, daha büyük görünümlü, dış yüzeyi pürüzsüz ve söbü şekilli olan ikisi de başkentte kalır. O iki uzun küp bugün Ayasofya'dadır.
(1Resim)
Zenginleşen Bergamalı çiftçinin oğulları sonradan 1427 yılında hamam inşa ettirirler ve bu küpü de baş köşeye yerleştirirler. O günden sonra bu hamam, "Küplü Hamam" olarak bilinir. Bu hamam günümüzde hâlâ Bergama'da faaliyettedir. 2.
(2. Resim)
Yaklaşık dört yüzyıl boyunca küp hamamın baş köşesinde durur; ancak 17. ve 18. yüzyıllarda Bergama'ya gelen Avrupalı (talancı) gezginler küpü fark ederler ve satın almak için hamam sahiplerine para teklif ederler. Bergamalılar "dede" yadigarına sahip çıkıp Paşa'nın torunları küpü satmazlar.
Küp öyle ünlü olmuştur ki herkes buna sahip olmak ister. İngilizler, Fransızlar, Avusturyalılar, Almanlar ve daha niceleri...
Konu başkent Konstantiniye'ye taşınır. (İstanbul adı ilk kez 1929 yılından itibaren resmi olarak kullanılmaya başlanılmıştır.) O dönemde Fransa ile yakın diplomatik ve kültürel ilişkiler yüksektir. Fransız sefiri dönemin padişahı II. Mahmut'tan ricacı olur ve küpü ister.
Osmanlı'nın en modernist padişahlarından olan II. Mahmut bu küpü isteyen Fransa'yı ve sefiri kırmaz ve Paşa’nın torunlarına bir ferman gönderip küpün derhal Fransız seferine hediye olarak verilmesini emreder. Tabiki bu hediyeyi vermekte Fransa'nın diplomatik desteği ile başka güçlü devletlerin veya ortaya çıkan tehlikelerin karşısında denge gücü oluşturmak yer almaktadır. (O dönemde II. Mahmut devletin bir vilayeti olan Mısır Vilayeti'ndeki Vali Mehmet Ali Paşa isyanını bastırmak için Fransa gibi Rusya gibi bazı devletlerden yardım istemiştir. Denize düşen yılana el açar...)
Bergama Krallığı'nın başkenti Bergama'da bin yıldan daha fazla boyunca toprak altında kalan, bulunduktan sonra kısa bir süre Osmanlının başkentini ziyaret eden; ama tekrar Bergama'ya gelen ve dört yüzyıl boyunca bir hamamı süsleyen küp artık Fransa'nın başkenti Paris'e ulaşmıştır.
Bu küre şeklindeki antik küp, Paris'te Louvre Müzesi'nin nadide eserleri arasındadır.
(3. Resim)
Ayasofya'yı ziyaret eden "Ben" adında bir gezgin küpler için şu ifadeleri kullanmıştır:
Ben is standing next to a piece that looks like a 5-foot alabaster egg; but it's a cube. This is one of 2 Hellenistic-era urns from the 2nd century. The sultan brought them to Istanbul from Pergamon, the formidable ancient acropolis of North Aegean Turkey.
You can see a tap mounted in the side (the small black spot near the bottom). Traditionally, Ottoman mosques had functional fountains inside to provide drinking water for worshippers."
(4. Resim)
Çevirdiğim haliyle:
"Ben, 5 metrelik bir mermertaş yumurtası gibi görünen bir eserin yanında duruyor; ama bu bir küp. Bu, 2. yüzyıldan kalma 2 Helenistik Çağ'dan biridir. Padişah, bunları, Türkiye'nin Kuzey Egesi'nin zorlu antik kenti olan Bergama'dan İstanbul'a getirdi.
Yana monte edilmiş bir musluk görebilirsiniz (tabana yakın küçük siyah nokta). Geleneksel olarak, Osmanlı camilerinde ibadet edenlere içme suyu sağlamak için işlevsel fıskiyeler vardı." (siyah noktalı kısım, hamamda kullanılırken su akması için delinmiştir.)
Şunu da bilmek gerekir ki bu antik küre küpü "hediye" olarak resmi izinle yurtdışına çıkarıldığı için geri isteyemiyoruz.
1. Eyüp Eriş, Bergama Söylenceleri, Bergama Bekleten 1, Çağdaş Matbaa, Bergama, 2009, s.16.
2. Kültür Bakanlığı Resmi Web Sitesi, https://izmir.ktb.gov.tr/TR-77442/bergama.html, 29.09.2019.