Çoğu Amerikan filminde Kızılderililer, Kafatası Avcısı, Barbar, vahşi, saldırgan tavırlı çığlık atan psikopat şeklinde resimlendirilmiş ve dünyaya empoze edilmeye çalışılmıştır. Ancak tarihin tozlu raflarına bakıldığında aslında O toprakların asıl sahibi olan Kızılderililerin, nasıl büyük bir zulme uğruyarak soykırım yapıldığı ve insanlık dışı muamelelere uğradıkları görülmektedir. Günümüzde dahi Amerika, kızılderililere soykırım yapıldığını hala kabul etmemektedir. Ancak gerçekler her zaman olduğu gibi tam tersini anlatmaktadır.
Beyaz adamlar Amerika'yı fethetmeden önce Kızılderililerin nüfusu tam olarak bilinmiyordu, ancak Meksika' nın altında kalan bölge yani Orta ve Güney Amerika'da bulunan milyonlarca yerli İnka Aztek Kızılderililerinin, beyaz adamların getirdiği mikroplar nedeniyle ortaya çıkan ölümlerin, altına olan düşkünlükleri ve onları elde etmek için yaptıkları katliamların hepsi göz önüne alındığında, açıkça soykırım yapılarak milyonlarca Kızılderilinin ölümüne sebep oldukları apaçık ortadadır.
Kızılderililer Beyaz Adamla Nasıl Tanıştı?
Kolomb Amerika'ya ulaştığında asıl hedefi Hindistan'a gitmek di. Bu nedenle karaya çıktıklarında karşılaştıklarıyerlilere Indians yani Hintli adını taktılar. Ama aslında ulaşıkları yer ne Hindistan'di ne de bu yerliler Hintliydi.
Hernan Cortez, İspanyol Krallığı adına Amerika' ya yani bugünkü Meksika'ya ulaşmış ve altını keşfetmiştir. İlk etapta yanında getirdiği ve Kızılderililerin hiç bilmediği silahlarla, milyonlarcasını kolayca öldürmüş ve altın uğruna bir ırkı neredeyse yok etmiştir. Önce beyaz adam Hernan Cortez eliyle yaptığı soykırımına değinirsek Cortez ve adamları, Aztek İmparatoru olan Montezuma' yı rehin alırlar ve fidye karşılığında serbest kalacağını söylerler, Montezuma serbest bırakmak için ise Aztek halkı tapınaklarında bulunan tüm altın ve değerli mücevherlerini Cortez getirirler. Aslında paha biçilmez sanat eserleri olmakla birlikte Cortez ve adamları için sadece önemli olan saf altın olmalarıdır.
Cortez aldıklarını rahat taşımak için altından ve değerli madenlerden yapılan sanat eserlerini eritir ve gemilerde ana karaya Yollar. dahası İspanyollar Aztek' lerin tarihi geçmişini anlatan pek çok kağıtları, küflendi gerekçesiyle fırınlarda yakar, bu da bir nevi Mao' nun kültür devrimini hatırlatmaktadır. İspanyollar, Azteklere ait geçmişlerini anlatan bütün belgeleri yakmışlardır.
Sonunda orta ve Güney Amerika yerlileri İspanyol ve Portekizlilere teslim olmuştur. Kuzey Amerika'da ise durum daha değişik ve vahim bir hal almıştır. 1600 Yılından itibaren bölgeye Hollandalı, İngiliz ve Fransız göçmenler, Kuzey Amerika topraklarına yerleşmeye başlayınca Kızılderililer bundan oldukça rahatsız olmuştur. Beyaz adamların genlerinde bulunan sömürme ve baskı altına alma politikalarıyla, Kuzey Amerika' nın gerçek sahipleri olan Kızılderilileri karşı ilk etapta yıldırma politikasını girmişlardir.
Kızılderililere karşı oldukça tavizsiz davranan İngiliz ve Fransız göçmenler, onların topraklarını zorla elinden almaya ve onları köleleştirmeye çalışmışlardır. İlk etapta Kızılderililere adam başı 51 dönüm Toprak verip, çiftlik kurmalarını söylemişler. Ancak daha sonradan özellikle Hollandalıların teşvikiyle bu durum tam tersine dönerek, her Kızılderili kellesi getirene ödül verme şekline dönüşmüştür.
Kızılderililer, tabiatı gereği Özgür Ruh ve doğayla tabiatla iç içe olmuş bir medeniyetten gelmişlerdir. Ancak Beyaz Adam onların bu düzenini bozmuş ve onlara inanılmaz zulümler uygulanmıştır. Toplu kıyımlar, savaşlar ve acımasızlıklarla Kızılderililerin topraklarını ellerinden almış ve onlara efendilik yapmayan soyunmuşlardır. Özellikle kuzeyde bulunan Kızılderililer ise içlerinde bulunan özgür ruhlarından dolayı karşı koymuş, bu nedenle çok çetin çarpışmalar yaşanmıştır. Kızılderililer ve beyaz adamlar arasında Yaklaşık 40 adet büyük savaşın yaşandığı tahmin edilmektedir. Kızılderililerin yaşam felsefesi haline getirdikleri Özgür ruh inancı ile Türklerle, Kızılderililerin aynı soydan geldiklerine dair tarihsel veriler bunu bir nevi desteklemektedir.
Sonuç olarak Kızılderililer beyaz adamların zulmüne fazlasıyla uğramış acılar çekmiş ve bugün sayıları oldukça düşmüş bir nesildir. Bugün hala Kızılderililere yapılan vahşet dile getirilmese dahi, tarihe bakıldığında Zencilere ve Kızılderililere yapılan İnsanlık dışı muameleler ortadadır.
Amerika'da özellikle 1800' lü yıllarda Manifest Destiny şeklinde uygulanan politikada, Kızılderililere karşı doğuya genişleme ve Kaliforniya' da altına hücum şeklinde özetlenecek olaylar neticesinde, Kızılderili kadınları cariye erkekleri ise köle şeklinde kullanılmıştır. Amerikalıların temasından önce yani beyaz adamın Kızılderililer ile temasından önce sayıları 12 milyon olarak ifade edilen Kızılderili nüfusu, bugün Amerika'da 250 bin civarındadır.
Bugünkü Amerika Birleşik Devletleri topraklarında, Kızılderili katliamından ziyade bizon katliamı da yapılmış, belki milyonlarca bizon avlanarak neredeyse Amerikan Bizonlarının soyunun tükenmesine neden olacak seviyeye getirmişlerdir. Bizonlar Kızılderililerin en önemli geçim kaynaklarından biri olduğu için bu olay Kızılderililere büyük bir darbe vurmuştur.
Pek çok Kızılderili kabilesi, Amerikalı yerleşimciler tarafından soykırıma tabi tutulmuş ve zorla çalıştırılarak ya da katledilerek öldürülmüştür. (Yana, Yuki kabileleri gibi)
Yaşanan bu katliamlar sonrasında Kızılderililer dünyanın en büyük zulümlerine maruz bırakılmış, topraklarından edilmiş, sahip oldukları her şey ellerinden alınarak köleleştirilmeye çalışılmış ve öldürülmüşlerdir.
Amerikalılar bugün geçmişte atalarının yaptıklarını, bugün taşıdıkları filmlerine konu ederek Kızılderililerin Barbar vahşi ve Kafatası Avcısı şeklinde gözetlemekte, kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Amerika' nın kuzeyinde bulunan, Alaska Kızılderililerin den başlayıp Kuzey Amerika Kızılderilileri Mohikanlar, Orta Amerika' da Aztek, Güney Amerika'da İnkalar Paraguay Kızılderilileri ve Ateş topraklarında yaşayan Kızılderililer dahil olmak üzere bütün Kızılderili nüfusu Beyaz Adam tarafından sistematik şekilde soykırıma uğramış ellerinden ne varsa alınmış yağmalanmış kısırlaştırılmış ve zevk için öldürülmüştür. 1500' lü yıllarda Amerikadan İspanyol Kralına giden mektuplarda, Kızılderililerin zevk için nasıl öldürüldüğünü, değişik zevkli öldürme taktiklerinin halk üzerinde nasıl uygulandığına dair detaylı anlatımlar arşivlerde mevcuttur.
İnsanlık suçu adına işlenen ne varsa hepsi Kızılderililerin üzerlerinde denenmiş ve uygulanmıştır. Buna rağmen milyonlarca yapılan soykırım ve onca belgeye rağmen, bugün hala Kızılderililerin yaşadığı büyük vahşet görmezden gelinmektedir. Dönemin sözü olan " en iyi Kızılderili ölü Kızılderili " atasözü beyaz adamın diline yerleşmiş bir atasözüdür.
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak." Aslında her şeyi anlatan bu Kızılderili atasözü.