Stalin'in Halka Bakışı

HİKAYE

Stalin'in yakın dostları ile votka içip sohbetleştiği bir gün onlara

yönelttiği bir soru ile başlar bu hikaye.

Soru şudur:

- Saçını ihtilalde, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside
ağartmış dostlarım; söyleyin bakalım, halkın yönetime baş eğmesi,
kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl
davranmalıdır?
Soruya kimi adalet, kimi hak, kimi demokrasi, kimi sürgün, idam
sehpası, hapis diye yanıt verir, ama Stalin hiç birisini beğenmez ve
şöyle der:
- Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halkın
karşınızda baş eğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da şu
beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım.
Ve hizmetçilerini çağırıp kendisine bir tavuk getirmelerini emreder.
Getirilen tavuğun tüylerini, adamlarının gözleri önünde başlar canlı
canlı yolmaya. Bütün tüyleri yolunan tavuğu salıverir ortaya.
Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk, der. Zavallı
tavuk bu eziyetten kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan dışarı atacak
olur kendini ama soğuktan geri kaçar içeriye. Masaların altına girince
köşeli masa ayakları canını yakar. Duvar diplerine koşar, teleksiz,
tüysüz kanatları yara bere içinde kalır. Şömineye yaklaşır derisi
kavrulur.
Çaresiz tüylerini yolan Stalin'in bacakları arasına saklanıp sığınır.
Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıp tane tane tavuğun önüne atar.
Yemlenen tavuk, Stalin nereye yönelse peşinden koşar.
Ağızları bir karış açık kalan dostlarına, bıyıklarının altından
gülerek şöyle der Stalin:
- Gördünüz mü? Halk dediğiniz bir tavuk gibidir. Tüylerini yolup
serbest bırakırsanız o zaman yönetmek daha kolay olur!

Günün Diğer Haberleri