Hastalıkların ve virüslerin en büyük düşmanı BAĞIŞIKLIK sistemidir.
Bağışıklık sisteminin en büyük düşmanı ise STRES'tir.
Pandemi döneminde yaşadıklarımızı düşündüğümüzde hangisinin artırılmaya çalışıldığını iyi gözlemlemek gerekiyor 
Bağışıklık mı? Stres mi?
İlk olarak nasıl başladığına bakalım: Wuhan şehrinde korkunç halde Zombi gibi yürürken, aniden yere düşerek ölen insanlar, film setini andıran sahneler...
Devamında Çin’de olağanüstü hal, Dünyanın sonunun geldiği haberleri ve vakalara yetişebilmek için 48 saatte hastane yapılması iddiaları…
Kısıtlamalar, karantinalar, tıbbi özel kıyafetler, tecritler, maskeler ve mesafeler ile bilginin yayılmasına yönelik katı bir kontrol mekanizması, açıklama yapan doktor ve avukatlara hapis cezaları…
Bu kadar KORKU imparatorluğuna ve haberlerde sürekli pompalanan ÖLÜM ALGISINA rağmen Çin’de şu ana kadar Koronavirüsten ölen kişi sayısı ise sadece 5 bin civarında…
Virüsten daha tehlikeli olan insanların sürekli kaygılı, tedirgin, mutsuz, gelecekten umutsuz, korku, öfke, depresyon, çaresizlik ve stresle yaşamasıdır. Bu duygular vücudumuzdaki askerleri silahsız bırakmakta ve düşmana karşı savunmasız kalmamıza yol açmaktadır.
Ülkemizde covid testi yapılan kişilerin yüzde doksanından fazlasında virüs çıkmamıştır. Sadece bu bilgi bile nasıl bir ruh halinde olunduğunun kanıtıdır. Her ağrıda, ateşte, öksürükte acaba korona mıyım? diye panik ve endişe içerisinde sürekli kaygılarla yaşamak toplumun psikolojisini bozmaktadır.
Hastalıklardan korunmanın en önemli yolu bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek olmasına rağmen, sadece maske, mesafe ve aşıdan bahsedilmesi çözüm yolunu ıska geçmektir.
Tüm yayınlarda sürekli pompalanan korku ve kaygı insanlara daha fazla zarar vermektedir.
Yaklaşık olarak:
Kanserden her yıl Dünyada 10 milyon Türkiye’de 100 bin kişi ölüyor. 
Kalp krizinden her yıl Dünyada 17 milyon Türkiye’de 200 bin kişi ölüyor.
Sigaradan her yıl Dünyada 8 milyon Türkiye’de 80 bin kişi ölüyor.
Bu istatistiki bilgilere göre her saniye haberlerde bu ölümlerden bahsetmemiz gerekmektedir.  
Çözümün ise tüm hastalıklar için kuvvetli bir bağışıklık sistemi olduğu açıktır. Bu sistemi kuvvetlendirmenin en önemli yolu ise mutluluğu artırmak, yaşam koşullarını iyileştirmek ve refah düzeyini yükseltmektir. Bununla birlikte sağlık tedbirlerine uyulduğu takdirde ölüm oranları düşecektir.
 “Ne yazdığı değil, ne okuduğundur önemli olan.”
Mutlu Gülümser