Her yıl, yarım milyon at nalı yengeci yakalanır ve benzersiz bir biyomedikal teknoloji yaratmak için. Bu hayvanların kanıyla ilgili olarak herkesin ilk fark ettiği şey mavi olması, bebek mavisi. Buna rağmen, at nalı yengeci kanı ile ilgili olağanüstü şey rengi değil. Sadece onun kan hücrelerinin amebositlerinde bulunan, eser miktarlardaki bakteri varlığını algılayıp onları içinden kaçılamaz bir pıhtının içinde kapana kıstıran bir kimyasal.
Bu biyolojik tuhaf yapısal özellikten yararlanmak için, ilaç firmaları "pıhtılaştırıcı" anlamındaki "koagülan" isimli kimyasalı içeren hücreleri patlatıyor. Sonrasında koagülanı, kanla temas etmiş olabilecek herhangi bir karışımdaki bulaşmayı (kontaminasyonu) ortaya çıkarmak için kullanabiliyorlar. Eğer sıvıda tehlikeli bakteri endotoksinleri varsa (trilyonda bir konsantrasyonda olsa bile) at nalı yengeci kanı özütü iş başına geçip, solüsyonu, maddenin eş kâşifi bilim insanı Fred Bang' in “jel” diye adlandırdığı şeye dönüştürüyor. Bang, 1956' da maddeyi duyurduğu makalesinde, “Bu jel bakterileri hareketsiz hale getiriyor fakat onları öldürmüyor. Jel ya da pıhtı sabit, sert ve oda sıcaklığında bir kaç hafta boyunca bu haliyle kalmıştır.” diye yazmıştı.
Yani, şimdilerde at nalı yengeci kanı testi büyük bir iş sayılıyor. PBS'in Nature (Doğa) belgeseli, “ABD Besin ve İlaç Müdürlüğü (FDA) tarafından onaylanmış her ilaç, LAL kullanılarak test edilmiş olmak zorunda, örneğin kalp pilleri ve protez cihazlar gibi cerrahi implantlar.” diye tanıtıyor.
Sizi bilmiyoruz; ama Amerika'da hayatında bir kez enjeksiyon olmuş her bir kişinin, unutulabilir bir deniz yaratığının gizlenmiş süper güçlü bir kimyasal taşıyan kanını hasat ettiğimiz için korunduğu fikri, bize epey çılgınca geliyor. Bu senaryo bilim-kurgu bile değil, postmodern teknoloji!
Tek sorun, firmaların büyük miktarda canlı yengeç kanı tedarik etmeye ihtiyaç duyması. At nalı yengeçleri kıyı yakınlarında deniz tabanında yaşar. Çiftleşmek istediklerinde çok sığ sulara yüzerler ve at nalı yengeci avcıları bu suda yürür ve yengeçleri yaşam alanlarından kaparak dışarı çıkarırlar. Biyomedikal sahasında çalışan araştırmacılar, yengeç bedenlerini ilk kullananlar değiller. Sömürge zamanları kadar geçmişte, “cancerine gübresi” tarlaları zenginleştirmek için kullanılmıştı. 20. yüzyılda olsa da, bu Delaware Körfezi etrafında organize bir endüstri haline geldi. Mavi kanın litresi
15 000 dolar.
Kaynak: http://www.evrimagaci.org/fotograf/120/6744