MÜKEMMEL Mİ, EŞSİZ Mİ?

MÜKEMMEL Mİ, EŞSİZ Mİ?
MÜKEMMEL Mİ, EŞSİZ Mİ? Menekşe Yalçın

Kendi insanlık halimizin "gerçeğine" bakmadan, "hayal" alemimizde, çocuklarımızın (ebeveynlerimizin, çalışanlarımızın, dostlarımızın...tüm insanların) mükemmel, kusursuz olmasını isteriz ve bu "düşünce" bizi ele geçirince ve de gerçeklikten koparınca ; bize göre onların "hatalı", "kusurlu", "eksik" olan tüm yanlarını düzeltmeye, tamir etmeye girişiriz ve orada boğuluruz. Biz bu yazıda çocuklarımızı konuşacağız, ama bu anla(ma)yışın tüm insanları kapsadığını ve gereksiz acı ve üzüntünün en önemli kaynaklarından biri olduğunu unutmayalım.

"Onlar en fazla çalışmalı, her alanda (fen, sosyal, sanat, spor...) en başarılı olmalı, hata yapmamalı ve en başarılı (ün, makam, para, mal...) olmalı... Kusursuz olmalı..." Biraz abartınca gerçeğin, farkında olmadan neler yaptığımızın, düşünce ve inançlarımızın esiri olduğumuzun farkına varabiliyoruz değil mi?
Çocuğumuzun bir de öğrenme zorluğu, gelişimsel rahatsızlığı veya psikolojik bazı problemleri olduğunda iş iyice zıvanadan çıkıyor ve gerçekle yüzleşene kadar herkes "olmaması gerekenlere" odaklanıyor ve onları yok etmeye çalışıyor.
Halbuki gerçek olan nedir? Hiç kimse mükemmel değildir; ama herkes eşsizdir ve tüm bu eşsizlerin birleşmesiyle dünyamız bütünlüğü ve mükemmelliği bulur. Halbuki, biz de gerçeği, olanı reddetmeyip kabul ettiğimizde ve ondaki hayır ve hikmeti gördüğümüzde biz de bütünlük ve huzuru buluruz, çocuklarımız da bulur; dünyamız da sevgi ve şefkat dünyası olur. Ve bunun en büyük ispatı, böyle davranan ebeveynlerin veya eğiticilerin bir süre sonra bilgeleştiklerini ve insan gibi insan olduklarını görmektir. Ebeveynler, öğretmenler, psikologlar, herkes bu farkındalığa geldiğinde devamlı gördüğümüz kabusumuzdan yeni bir dünyaya uyanacağız.
Erişkin herkes gibi, öğrenme ve gelişme farklılığı olan ve olmayan tüm çocukların da güçlü ve güçlü olmayan yanları vardır. Bunlar birlikte bulunurlar. Bazı sorunları ve farklılıkları olan çocukların bu yanları, onların güçlü yanlarını ortadan kaldırmaz; sadece biz hep yaptığımız gibi o yanlarına odaklanırsak, onların güçlü yanlarını göremeyiz. Ve şöyle de bir gerçek vardır: Yaşamda, farkında olarak veya olmayarak, neye odaklanırsak, onu geliştiririz. Bu nedenle, belli bir anda neye odaklandığımızın farkındalığı çok önemlidir ve odağınızı şu anda, hemen değiştirebilirsiniz; bu elinizde...
Evet! Buradaki ana gerçeği belirtelim: Hiç bir insan veya çocuk kusursuz veya mükemmel değildir; ama eşsizdir.
Buradan çıkan diğer yüzleşmemiz gereken gerçek: Biz normal veya farklı çocuklarımızın bize göre güçlü olmayan veya zayıf gördüğümüz yanlarını geliştirmeye odaklanıyoruz ve birçok güçlü yan buharlaşıyor, yok oluyor. Ve bir süre sonra çocuğun kendisi de aynı yere odaklanmak zorunda kalıyor. Yani herkes olmayana, az olana veya eksik olana odaklanıyor.
Bu durumun ne kadar acı ve üzüntü verici olduğunu hepimiz biliyoruz; en çok da bazı farklı çocukları olan aileler ve onların çocukları biliyor.
Bu, tedavi edebilmek için, "zayıflığı veya eksikliği teşhis" bakış açısı çocuklarımızın ve hepimizin hayatını karartıyor. Halbuki, zayıf yanlarından önce, ÖNCELİKLE çocukların güçlü yanlarını bulup onları geliştirmeye odaklı "Gelişimsel Bakış Açısı" çocuğa kendi eşsizliğini buldurur. Bu zayıf yanlarını ihmal edeceğiz veya görmezlikten geleceğiz anlamına gelmez; ama önceliğimizin güçlü yanlarını geliştirmek olduğu anlamına gelir. Güçlü yanlar geliştiğinde, güçsüz yanların birçok etkisi de kendiliğinden azalacak veya kaybolacak ve gelişim hızlanacaktır; çünkü insanlar güçlü yanlarını çok kolay geliştirirler..
Alıntı
Hülya Namlı

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bu kişilerin emekli aylığına ek zam geliyor
Bu kişilerin emekli aylığına ek zam geliyor
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?