Eminiz bir çoğunuz adını dahi bilmediğiniz hastalıklara sahipsiniz ve bunun farkında bile değilsiniz. 

İşinizde veya eğitim hayatınızda gayet yeterli ve başarılı olmanıza rağmen kendinizi açıklayamadığınız bir şekilde bulunduğunuz konuma ait hissedemiyor ve her an her şeyin alt üst olabileceği düşüncesiyle yaşıyorsanız imposter sendromu denilen bir rahatsızlıktan muzdarip olabilirsiniz. İmposter sendromuna sahip bireylerin bir diğer garip korkusu ise, gelecekte bir gün, birinin onların gerçek yüzünü göreceği ve ifşa edilecekleri korkusudur.

Brigham Young Üniversitesi tarafından yapılan son araştırmaya göre her 5 kişiden 1’i imposter sendromuna sahip veya buna yatkın. Sürekli olarak bulundukları konuma ait hissetmeyen ve hatta bu konuma şans eseri geldiklerini düşünen kişiler için ise çözüm yolu, aile ve arkadaşlarla düzenli olarak vakit geçirmeyi aksatmamaktan geçiyor. Arkadaşlar ve aile fertleri kişileri, kendilerini dışarıdan görebilmeleri konusunda teşvik edebiliyor.

 Brigham Young Üniversitesi’nde araştırmayı yöneten Jeff Bednar, bu imposter sendromuna sahip kişilerin yaptıkları işte iyi olmaya devam ettiklerine dikkat çekiyor. Yani bu kimseler kendilerini yetersiz görseler dahi yaptıkları işi aynı başarıyla sürdürmeye devam ediyor. Yani kısacası kişi ortaya çıkardığı işin başarılı olduğunu bildiği halde kendini ısrarla yetersiz görmeye devam ediyor. Çalışmada görevli, Bryan Stewart’a göre bu hislerin altında yatan şey, insanların gerçek ‘sizi’ görmediğini düşünmek. Bu kişiler çoğunlukla diğerlerinin, onların gerçek yüzünü bilmediğini ve gerçek yüzlerini görürlerse kendilerini sevmeyeceğini düşünüyor.
 
Bu durumu aşmanın yolu işse çalışma veya okul alanı dışındaki sosyal gruplar. Bu tarz sosyal faaliyetler öğrencilerin kendilerini büyük bir topluluğa ait hissetme hissiyatlarını arttırıyor. Böylelikle duygu dünyalarında kendilerini konumlandırdıkları yeri farklı bir şekilde oluşturmaya başlıyorlar. Herhangi bir sosyal guruba dahil olduktan sonra kişiler, kendilerini eksik hissettikleri alana odaklanmaktan ziyade, kendilerini daha büyük bir resmin parçası ve toplum içerisinde normal bir birey olarak algılamaya başlıyorlar.

İmposter sendromunun genellikle üstlerinde çok baskı ve beklenti bulunan başarılı kimselerin başına geldiğini belirtelim. Örneğin, ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın da hayatının belli dönemlerinde imposter sendromu’ndan muzdarip olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle lise çağındaki başarı beklentisi yüksek öğrencilerin, çalışmayla beraber sosyalleşmelerine de mutlaka dikkat edilmesi gerektiğini unutmamak gerekli.

 Can Eren

https://filoji.com/imposter-sendromu-her-5-kisiden-1inde-gorulen-garip-ruh-hali/