“Darbukacı olmak istiyorum” dedi.
Herkes kahkahayı bastı orada öyle ya doktor mühendis olmak varken darbukacı olmayı istemek olacak iş mi?
Çok şaşırdım ister istemez, “Çalabiliyor musun peki?” dedim, gitti getirdi.
Hiç abartmıyorum darbuka dile geldi elinde, öyle güzel çaldı ki hepimiz şok olduk…
Şimdi bu çocuk çok iyi bir darbukacı olsa ne olur yani?
Aileler çocuklarını artık materyalist felsefe ile yetiştiriyor.
Cebine giren para kadar adamsın, bindiğin araba kadar itibarın var, oturduğun semt kadar gözdesin günümüzde.
Herkes çocuğunun doktor, fizikçi, profesör olmasını istiyor.
Sanki asıl amacımız bu dünyada çok mükemmel paralar kazanmakmış da yanında ahlaklı biri olmayı “Hani olsa süper olur ama olmasa da aman canım olduğu kadarmış” gibi davranıyoruz.
Dünyaya en çok zararı ahlaksız bilim adamlarının, çok prestijli mesleklerin verdiğini unutuyoruz bazen.
Organ mafyası diye bir sektör hala ayaktaysa bugün ahlaksız doktorlar yüzünden.
Uyuşturucu sektörü gümbür gümbür işini yapıyorsa bunun en büyük sebebi ahlaksız kimyagerlerin varlığı.
Masum İnsanları bombalayan ben değilim ki savaş pilotları.
Halkları birbirine kırdıran, kollektif hareket edecekleri ortamı hazırlayan ahlaksız sosyologlar.
Daha bir sürü örnek verilir…
Ailelerin şu itirafı kendilerine yapması gerekiyor.
Ben Araf Suresi 199. ayette dendiği gibi “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.” emrine uyan dünya ve ahiret dengesi tam oturmuş bir evlat mı istiyorum, yoksa mükemmel bir mesleği olan, çok güzel evlerde oturan ama yaşlanınca beni huzur evinde ziyarete gelen bir çocuk mu?
(Alıntıdır)