Aslında bu anne, kendi saygınlığını çevresinden edinmek için çaba harcadığından çocuğu ile bir mücadele içine girdiğini fark etmiyordu.
Başkalarının gözünde değer kazanmak için çocuğunun gözünde değerini yitirdiğini ise hiç anlamamıştı.
Bu anne için çocuğu, kendi tercihlerini gerçekleştirmek yerine anne babasının tercihlerini yerine getirmek zorundaydı.
Halbuki dokuz yaşına gelmiş bir çocuğa kendi tercihlerini yapabilmesinde rehberlik etmek yerine kendi tercihlerini ona “dikte” etmek onun kişiliğini hesaba katmamak, ona saygı duymamak demekti.
Ebeveynin çocuğun tercihlerine saygı duymaması gibi istekleri yerine gelmedikçe çocuğa soğuk durması, ezici ve aşağılayıcı bakması, onunla sert konuşması da çocuğu küçük görmenin, onun kişiliğine saygı duymamanın bir tür dışa vurumudur.
Kaynak: Pedagog Adem Güneş