Çocuklarımızın, gelişimleri için faydalı etkinliklerde yer almalarını teşvik etmek önemlidir. Lakin, bu hususta şu sözü de unutmamalıyız: “Azı karar, çoğu zarar.” Çocuklarımızın günlerini görevlerle doldurursak, aşırı yoğun bir programda gereğinden fazla uyarıcıya maruz kalmalarına sebep olabiliriz. Bu, genellikle çocuklar aşırı fiziksel aktiviteye, sürekli yoğun deneyimlere ve yüksek seslere maruz kaldıkları zaman meydana gelir. Tüm bu şeylerin ortak noktası, çocuklar için bunaltıcı olmaları ve onlara kendilerini tükenmiş hissettirmeleridir. Bu durum ruh hâllerine yansır ve hiperaktif olmalarına da yol açabilir. Çevresinden aldığı çok sayıda uyarıcıya vereceği tepkiler, çocuğun yaşına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu tarz davranışlara bazı örnekler verebiliriz:
Yenidoğanlarda ve bebeklerde: Huysuzluk, yorgunluk, yüz çevirme, yumruk sıkma ve tekme atma.
Okul öncesi eğitim alan çocuklarda: Yorgunluk, huysuzluk, duygularını açıklayamadan ağlama, yerde öfke nöbetleri geçirme, etkinliklere katılmayı reddetme.
İlkokula giden çocuklarda: Sakarlık, daha çok ilgi bekleme, okulda ya da ev ödevlerinde her zamankinden daha çok yardım isteme.
İşte, bu yüzden etkinlikleri ve sakin geçireceği anları dengelemeniz tavsiye ediliyor. Böylece, çocuğunuz kendisini güvende ve sakin hissedebilir.